loader image

Miras hukuku, bir gerçek kişinin ölmesi, gaipliğine karar verilmesi veya ölüm karinesinin varlığı halinde mirasa konu mallarının (yani tereke) yasal ve diğer mirasçılar arasında ne şekilde paylaştırılacağını düzenleyen özel hukuk dalıdır. Ülkemizde miras hukuku, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. 

Miras bırakan, vefat eden, müteveffa, muris terimleri aynı kişiyi ifade etmekte olup ölümü halinde mallarının akıbeti düzenlenen kişidir. Bu mallar üzerinde hak sahibi olan kişiye de mirasçı denir. Miras hukukunda çokça karşımıza çıkan tereke ise ölen kişiden kalan mallardır. 

Terekeye miras bırakanın tüm malvarlığı dahil değildir. Nafaka alacağı, intifa hakkı, oturma hakkıdır. Manevi tazminat alacağı ise ancak miras bırakan tarafından ileri sürülmüşse terekeye dahildir (Medeni Kanun 25/4.madde). Miras bırakanın alacakları ve borçları da terekeye dahildir. Ölüm ile miras bırakanın malları kendiliğinden herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmaksızın mirasçılarına geçer. 

Mirasçılar ise kanuni ve atanmış mirasçı olarak ikiye ayrılmaktadır. Atanmış mirasçı, murisin ölüme bağlı bir tasarrufla (yani vasiyetname, miras sözleşmesi gibi) kanuni mirasçıları dışında bir kişiye atadığı mirasçıdır. Normal şartlarda mirasçı olmayacak birisinin mirasçı olarak atanmasıdır. Kanuni mirasçılar da kan hısımları (yani akrabaları), sağ kalan eş, evlatlıktır.  Medeni Kanunumuz, mirasın taksiminde zümre esasını kabul etmiştir. İlk zümrede mirasçı varsa ikinci zümredeki mirasçıların mirasta hakkı olmamaktadır. 

Birinci zümre mirasçıları, murisin altsoyudur. Yani çocukları, torunlarıdır. Evlatlıklar ve onların çocukları da birinci zümre mirasçıları olup murisin evlatları ile aynıdır. İkinci zümredeki mirasçılar ise anne baba ve murisin varsa kardeşleridir. Üçüncü zümre mirasçıları ise miras bırakanın dedeleri ve nineleri ve varsa dayı, amca, hala, teyzedir. Sağ kalan eşin mirasçılık payı ise ilk üç zümredeki mirasçı bulunup bulunmamasına göre değişmektedir. Boşanmış eşler mirastan pay alamazlar. Ölüme bağlı bir tasarrufla eşe evlilik birliği devam ederken mirastan pay bırakılmışsa da boşanma halinde bu mirasçılığı sona erer. Ancak bunun aksi kararlaştırılmış olması halinde boşanan eş mirastan pay alabilir. Bu sayılan ilk üç zümrede mirasçı ve sağ kalan eş yoksa murisin malları devlete kalır.

Muris ölüme bağlı tasarrufla kendisine mirasçı atayabilir. Kanunun aradığı şekil şartları dahilinde tek taraflı olarak vasiyetname (bu el yazısı, resmi ve sözlü olabilir) yapabilir. Veya miras sözleşmesiyle de iki taraflı (bir veya birden fazla kişiyle) tereke hakkında tasarrufta bulunabilir. Ancak miras hissesi bu şekilde etkilenen yasal mirasçıların saklı paylarına halel gelmemelidir. Bu durumda vasiyetnamenin veya miras sözleşmesinin iptali, tenkis davaları gündeme gelebilmektedir. 

Terekenin, murisin borçlarını karşılamaya yetmediği durumlarda mirasçılara mirasın imkanı getirilmiştir. Ancak alacaklılara kanun koyucu bazı imkanlar getirerek alacaklıların korunmasını hükme bağlamıştır (murisin ölümünden 5 yıl önceki dönemlerde mirasçıların aldıkları karşılıksız kazandırmalardan dolayı sorumlulukları devam etmesi gibi). 

Mirasın paylaştırılması sırasında ortaya çıkacak sorunlar nedeniyle sulh hukuk hakiminden terekenin tespiti, terekeye temsilci atanması istenebilir. Saklı payın tespiti ve denkleştirme hususlarında çıkan sorunlarda dava yoluna gidilmektedir. Vasiyetname düzenlenmesi, miras sözleşmesinden kaynaklı sorunların çözüme kavuşturulması da uzmanlık gerektirmektedir. Salihoğlu Avukatlık Bürosu olarak yukarıda saydığımız ve başkaca miras hukukundan kaynaklı ihtilafların çözümü noktasında sorunlar çıkmaması yönünde danışmanlık, anlaşmazlık çıktıktan sonra tarafların yararına olacak çözüm önerileri, taraflar arasında sulhe yönelik çalışma, davalarda temsil ve benzeri konularda hukuki hizmetler vermektedir. Aşağıda hukuk büromuzca yaptığım (kısıtlayıcı olmamak üzere) bazı hizmetlerimiz sıralanmıştır;

  • Veraset ilamı alınması,
  • Veraset ilamı (mirasçılık belgesi) iptali davası açılması,
  • Vasiyetname hazırlanması,
  • Vasiyetnamenin iptali davası açılması,
  • Miras sözleşmesi hazırlanması,
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesi hazırlanması,
  • Mirasın reddi davası,
  • Terekeye ihtiyati tedbir talebi, temsilci atanması talebine ilişkin sulh hukuk hakimliğine başvuru,
  • Mirastan feragat sözleşmesinin düzenlenmesi, 
  • Tenkis davası açılması,
  • Miras ortaklığının giderilmesi davası (ortaklığın giderilmesi, izaleyi şüyu davası),
  • Ülkemizde çokça rastlanılan muris muvazaası davası
    benzer dava ve işler.